Yazı: Yazar – Şair Cevat SARIKARTAL
[dropcap]B[/dropcap]ülent Kılıç resimlerinde, eşsiz bir renk anatomisi, kalın fırça darbeleriyle darbeleri hissederek, tatlı bir melodiden süzülen bir ezgiye paralel bir yönelişiniz olur. Bazen bir kulenin tepesinden, denizin mavisinden, kuşların hasret türküsünden, Anadolu’nun kadim rüyasından, bazen yetim ve öksüz bir çocuğun gözünden akar fırçaları tuvallerine. Hüzün ve lirizm birbirine karışır, ağıtınız olur.
Barışık renkler karnavalı, bütün resimlerinde ahenk ve uyum olması boşuna değil. Bülent Kılıç resimlerinde tarihten süzülüp gelen, geleneklerle çağdaş sanatın yorumundan geçen kristal bir düş mimarisi olduğunu anlarsınız. Sembollerinin iyi seçilmiş olması, cesur bir yorum, dingin renklerin kucaklaştığı, öyküsü sağlam. Udun ve aşkın öğrencisi olmak kolay değil. Umudun tükendiği zamanda umutlanarak, sevinç duygusunu hatırlayarak baharda kır çiçeklerini izlersiniz imrenerek, saygıyla, sevgiyle…
Renkleri okşar, resim yapmaz; şehrin ve kırların anatomisini yapar, notaları renklendirir, bestelerden peyzajları geçirir. Kelimelere desen ve öyküleri yükleyerek şiirler âlemine doğru hüzün, mahzun ve mazlum bir rüyanın ortasına uyandırır sizi. Arı gibi çalışkan, karıncadan üretken bir ahenk içerisinde yaza su serpen bir emekçi sanatçı divanından geçersiniz. Öğrenir, eğitilir ve çağa hazır olmanın tadını yaşarsınız.
Bülent Kılıç’ın kişiliği sanatı ile vardır. Resimlerin kalbine itina ile sarılır, sanatın masumiyetiyle bohem bir eserin kalbinden geçerken maviye boyanırsınız da oradan asla çıkmak gelmez aklınıza. Peyzajların nasıl öpüştüklerine tanık olacağınız bir sanatçıdır Bülent Kılıç. Ressamın eserlerindeki zarafete, renklerin kol kola insanlığa doğru koştuklarına inanamayacaksınız. Resimlerin ruhunuzdan çıkıp gelmiş, beyaz bulutlara yağmur çağıran, yağmurlarından ırmaklar yaratan ve sularında hepimizi ıslatan, canlı, akışkan ve yaşayan eserlerini gönlüne turna ritimleriyle dem çeken, bu demden esrik öyküler şehrine uğradığını görürsünüz.
Bülent Kılıç resimleri; bir İstanbul silueti, iskelede insanlar yeşil, kırmızı, gri, turuncu renkli elbiseleriyle bir telaş, bir koşuşturma, onları izleyen martılar yakınlarında ve uzaktan merhaba diyorlar. Vapur iskeleye yanaşıyor heyecan daha da artıyor, ritmi yükseliyor hayatın. Renk, ritim ve kurgu tamamlıyor kompozisyonu. Fondaki vapurun direkleri koyu sarı ve yer yer lekeleri var, sisli bir form tam önünde, ön yüzünde ışıklar krem rengi vapurdan beyaz olarak dönüyor. Işık ve beyaz. Daha arka tarafta İstanbul silueti, cami minareleri açık turkuaz renklerinde. Deforme edilmiş kahveler, kırmızılar, turuncular… Sağında büyük bir espas ve deniz, turkuaz ve tonları üzerinde yer yer lekelerle bir İstanbul resminin doyumsuz tadını alıyorsunuz. Bir İstanbul şiirine ortak oluyorsunuz Bülent Kılıç resimleriyle. An geliyor hüzün, bazen tatlı bir tebessüm ve anılarla geriye dönüşler, hayaller ve bugün bu tablonun gönlünden geçenler.
Resimleri de vardır hüzünlerin
Ayakta olmanın renkleri yeryüzünde
Peyzajın, öykülerin, notaların
Anlatırım, dünü bugünü yarını
Bir İstanbul ressamı, her ne kadar farklı kompozisyonları olsa da. İstanbul’dan keyif alan, onunla yaşayan, onunla kendini tamamlayan, gönlündeki kuşların denizi öpecek kadar şehir kokması, tuvallerinden İstanbul eserleri geçer, Karaköy iskelesinden bakarsınız, Galata Kulesi’nden, Galata Köprüsü’nden geçersiniz, Beyoğlu’na uğrar yolunuz, asil ve diri tutmak için kalbinizi, her sokağına masal üflemişler bu şehrin, büyüsüne kapılıp gidiyoruz Bülent Kılıç resimlerinin.
Bülent Kılıç resimleri gittiği yere götüren sanatçıdır. Bir bakarsınız kalbinde, Cihangir’de, Kız Kulesi’nde, Boğaziçi’nde, Fener’de, Balat’ta, Ortaköy’de olabilirsiniz. Maviler, yeşiller, beyazlar, dalgalar, kadim sokaklar, simitçiler, kuşlar yanı başınızda olabilir. Renklerle, çizgilerle oyun oynarsınız. Resimleri kalp esenliği ile yapıyor, kalbinden geldiği gibi. Resimleri öylesine hakiki ve içten ki tuvalindeki kır çiçekleri kokusundan sarhoş olursunuz. Bir uşşak makamıyla renklerin ezgileriyle, kardeşlik divanında tüm renklere ve ışıklara boyanırsınız, sıcak bir Bülent Kılıç eseriyle kendinize yolculuğunuz başlar.
