Cumhurbaşkanının Türkiye için Tam kapanmayı açıkladığı anlarda büyükşehirlerde oturanlar kırsala gitme planları yapmaya başladılar. Bunlardan biri de ben oldum. Hemen uçak bileti aldım ve köyde olan evime geldim.
Büyük şehirlerden köylere, yazlıklara ve Anadolu’nun çeşitli ilerline insanlar akın akın göçe ettiler. Bir kısım insan, bu göç edenleri virüsü taşımakla suçladılar, bir kısım insan ise imkanı olmayanların kıskançlık belirtileri bunlar dediler ve imkanı olan elbette kaçacak diyerek göç olayını savundular.
Kıskançlık mıdır değimlidir bilemem ama imkanı olanın kaçmasından daha doğal bir şey yok aslında.
Kapanma başlı başına saçma sapan bir uygulama iken imkânı olan İnsanlara apartman dairesinde sıkış kal demekte bir o kadar saçma sapan bir söylemdi. Hiçte virüs yayılmadı Anadolu’ya ya da kırsala.
Fakat ben sizlere daha da saçma sapan yaşananları anlatmak istiyorum. Kırsalda Kapanma Günlerinde tuhaf insan hallerinden.
Rakımın 700 olduğu bir noktada yaşlı nene tarlasını çapalıyor ve ağzında sıkı sıkıya takılı maske. Yakınında insan olmadığı gibi, burası dağın başı. Yine aracını çalıştıran bir amca aracında tek başına ve ağzında maske, soruyorum bir yere mi? Gidiyorsunuz? “Hayır. Motor çok yattı çalışsın istedim”
Korku o kadar almış başını gitmiş ki dağ başında olan evinden çıkmaya korkan insanlarla dolu ortalık. Bu insanları kim nasıl korkuttu bu kadar. Elbette; medya kirliliği ve medya çığırtkanlığı.
İnsanlar doğaya inanmaz olmuş, insanlar bir bine inanmaz olmuş, kimin doğru kimin yanlış söylediğini anlayamaz olmuş. Her kafadan bir ses çıkar olmuş. Korku kırsalı da hapis almış.
Sosyal medya’da hepimiz uygulamanın saçmalığını hep beraber gördük, İstanbul’da metrolar kalabalık, trafik her zamanki gibi sıkışık. Sadece İstanbul değil büyük şehirler hep böyle.
Ama bu kapanmanın unutulmaz karesi hiç kuşkusuz denizde tek başına yüzen yerli malı yurdumun insanına kesilen ceza idi. Kimse orada ki mantığı anlayamadı, kimse de anlatamayacaktı. Yan tarafta Turistler yüzerken sen evinin önünde yüzemiyorsun. Bunu anlatacak Türkçe dil bilgisi daha yazılmadı.
Maskeli garsonların maskesiz Turistlere şampanya patlatması, çaresizlikten intihar eden kişinin yere çakılan görüntüsü. Hepis unutulmaz kapanma günlerindendi.
Bir kare vardı; Polis araçını gören çocuklar arabaların arkasına saklanırken gösteren. Çocukların ruhlarına salına bu korku pandemi bitse der bu korku bitmez.
Mizah dergilerine konu olacak marketlerde şunlar satılacak bunlar satılmayacak genelgesiydi. Esnafın bir kısmına kapan bir kısmına açıksın diye sistem İnşaatçı ve inşaat malzemesi satanlara sonsuz gezme ve dolaşma imanı verdi.
Kıraathaneler ile Berberler en çok tehlikeli meslekler arasına girenlerden oldular.
“Komşusu aç iken yatan bizden değildir” kültürü “Bana dokunmayan bin yaşasın” düşüncesine yenik düştü.
“Aç tokun halinden anlmaz”, “Zengin ile Fakir” halkın imtihanı oldu bu pandemi.
Not: Çaresizler; Kırsala gelin kırsala aç kalmazsınız kırsalda tarım yapılacak topraklar, tertemiz oksijen hala var dünyamızda.
