Anasayfa » Akıllı İnsan 2.0

Akıllı İnsan 2.0

Yazar dogushan
327 görüntüleme

Doğanın en zayıf halkalarından biri iken aklını kullanarak koca evreni kendi hizmetine sokan insanoğlu, ilk başlarda aşırı soğuk ve yırtıcı hayvanlara karşı fazlasıyla çaresiz kalsa da sonrasında ateşi kullanmasıyla yemeklerini pişirmiş, ısınmayı öğrenmiş hatta aletini yaparak kendini korumuş. Böylelikle ortalama 25 yıl olan yaşam süresi hem daha uzamış hem de doğanın efendisi konumuna gelmiştir.

[dropcap]E[/dropcap]sasında insanoğlunu diğer canlılardan ayıran en büyük fark kendi aletini yapan tek canlı olmasıdır. Oysa hayvanların alete ihtiyacı yoktur. Kemirgenler, ağaç kemirmek ve kesmek için dişleri buna elverişli şekilde doğarlar. Hayvanların doğal birer alet olan pençe ve dişlerinden faydalanmayı başkalarından öğrenmelerine gerek yoktur. Fakat insana gelince iş değişir. İnsan aletini kendisi yapar, onlarla doğmaz. Onları kullanmayı da tecrübe sahibi insanlardan yani öğretmenlerinden öğrenir ve başkalarına öğretir. Her kuşak, hafızasını geleceğe aktaran insanlığın ortak tecrübe hazinesine yeni bir şeyler katarak ilerler. İnsanı insan yapan bu binlerce yıllık emek okuludur. Aletini yaparak bunun için emek veren insan emeğinin mükâfatını dünyada sayıca çoğalabilecek üstünlüğe erişerek almıştır. Çünkü kaçınılmaz olarak tabiatta bir canlının artması onu yiyen başka bir canlının çoğalmasına neden olur ki bu yüzden doğada canlılar kontrolsüz şekilde çoğalıp gidemezler. Yeterince hıza sahip bir aslan, sürüdeki sağlamlar yollarına devam ederlerken sürünün arkada kalan en zayıfını yer, onları azaltır. Böylece aslanın beslenerek neslini devam ettirmesine sebep olur. Birinin yokluğu diğerinin var olma sebebi olmuş olur. Oysa MÖ 540-480 arasında doğayı gözlemleyerek yanıt arayan Herakleitos, “her şey zıddıyla vardır” dememiş miydi? Ünlü filozof Herakleitos, “Ocakta yanan odunun ölümü ateşin doğmasıdır. Biri için ölüm başkası için hayattır, hiç hasta olmasak sağlığın ne olduğunu bilmeyecektik; hiç açlık çekmesek tokluğun keyfini çıkaramazdık; hiç savaş olmasa barışın değerini hiç kış gelmese baharın geldiğini anlamazdık” demişti. Böylece kâinatta hiçbir şeyin amaçsız ve faydasız yaratılmadığına, her canlının bir vazifesi olduğuna şahit oluruz. Doğada atmacanın yokluğu yılanların çoğalmasına, yılanların yokluğu kurbağaların çoğalmasına, kurbağaların yokluğu çekirgelerin çoğalmasına neden olacak şekilde devam edip giden sürekli bir etkileşim ve zincirleme besin kaynağından bahsedilebilir. Yaratıcımız her şeyi öylesine mükemmel yaratmış ki, bir canlının yokluğu diğer bir canlının felaketiyle sonuçlanacak şekilde kurulmuş bir denge vardır. Yağan yağmurun buharlaşarak tekrar yağmur olarak yeryüzüne düşmesi bile tesadüf değilken hiçbir faydası yokmuş gibi görünen bitkiler bile hem hayvanların besin kaynağı hem de tüm canlılar için gerekli oksijen ana üretim merkezidir. Akıllı insan çabasıyla az zamana çok iş sığdırmayı başarırken zor işlerini kolaylaştıracak doğru aletleri gözlemlediği doğayı taklit ederek keşfetmiş, birçoğunu günlük yaşama uyarlayarak insanlığın hizmetine sunmuştur. Çünkü hayvanlar ve bitkiler âlemini deiçinde barındıran geniş bir yelpazeye sahip olan doğada her şeyi bulmak mümkündü. Böylece insan, doğanın birçok ipucunu bünyesinde barındırdığını çabuk fark etmişti. Çok geçmeden gözlemlenen doğada yapılaşmalar taklit edilerek ilk bina yapma teknikleri geliştirilmeye başlanmıştı bile. Farkındalığı oluşan insan beyninin kıvrımları da artmaya başlamıştı. Oysa daha sonraları kıvrım miktarının zekâyla ilişkili olduğu bilim insanlarınca kanıtlanacaktı. Çünkü insan beyninin yaklaşık 1300-1400 gram civarı ağırlığında olduğu bilim insanlarınca belirtilmiş olsa da Albert Einstein’ın beyin ağırlığı 1230 gram olarak kayıtlara geçmiştir. Bu kadar zeki bir insanın beyninin daha çok kıvrımlıyken daha az ağırlığa sahip olması, beynin büyüklüğünün zekâ ile direkt bağlantısı olmadığını göstermişhattaönemli olanın beyindeki kıvrım miktarı olduğu da bu sayede anlaşılmıştır. Beyin başta olmak üzere insan vücudu öylesine muhteşem yaratılmıştır ki muntazam bir makine gibidir. Hatta öyle bir makine ki, yetişkin bir insanın toplamtüm damarları uç uca eklendiği zaman yaklaşık 160 bin km civarında, dünyayı neredeyse dört kez saracak uzunlukta olduğu bilim insanları tarafından doğrulanmaktadır. İnsan gerekli tüm donanımlara sahipti, bunu nasıl kullanacağını aklı sayesinde bulacaktı. Öyle de oldu. Hem gerekli aletlerle doğan hem de içgüdüsel davranışlara sahip olan hayvanlara bakıldığında doğadaki yaratılmışların en acizi olan insan yavrusuna göre daha üstün olabilecekleri düşünülse de insan, aklı sayesinde diğerlerinden üstün konuma geçmiştir. Şöyle ki, içgüdüsel davranış olarak, doğan hayvan yavrularının aynı gün ayağa kalkıp yürümeleri insanoğlunda gözlemlenemez. Bunun için insanda daha uzun bir süre gerekir. Oysa bir hayvan doğduğunda, genetik yollarla edindiği “tür hafızası” denilengenetik hafızaya sahiptir. Yumurtadan çıkan carettacaretta türü kaplumbağaların denize gitme içgüdüsü buna örnektir. Mesela ördek yavrusu yumurtadan çıkar çıkmaz sinek ve yengeç avlamaya başlar; halbukibunu kendisine kimse öğretmemiştir. Oysa insanın öğrenmesi gereklidir. Böylece öğrenen insan kendi yaptığı aletle doğadan ilham alarak daha başka şeyler üretmeye geçmiş, bu ise günümüzde adı “Biyomimetik (Biyomimikri)” teknoloji olan bir biliminin doğmasına neden olmuştur. Gerekli tüm donanımlara sahip olduğunu fark eden meraklıinsan artık araç ve gereçlerini keşfetmeye başlamıştı. Mesela uçan yusufçuğun uçuş stili ve kurduğu denge sistemine bakarak helikopter firmaları yusufçuğu tasarımlarına adapte etmişlerdir. Yine yusufçuğun milimetrenin 3000’de 1’i kalınlığındaki dayanıklı ve ince kanatları Münih Olimpiyat Stadı’nın çatısının yapımında ilham kaynağı olmuştur. Arılar 5000 ila 8000 adet olan altıgen gözleri sayesinde uzaktaki cisimleri 60 kat büyütülmüş olarak görürler. Bu yüzden teleskopların gök cisimlerinden gelen ışıkları daha iyi çekebilmeleri için altıgen aynalar kullanılır. Balinaların çifte bölmeli ve geniş kuyruklarıyla hızlı dalışlar yapmaları dikkat çekmiş ve hızlı dalış yapmak için yüzerken ayakları birleştiren paletin takılmasına ilham olmuştur. LOTUSAN adında, 5 yıl kendisini temiz tutacağı garantisi verilen dış cephe malzemesi, lotus bitkisinin pürüzlü yüzeyinden ilham alınarak üretilmiştir. Güneş enerjisi panelleri, ayçiçeğinin (güne bakan), bütün gün Güneş’i en iyi alabileceği açıyla durmasından esinlenerek tasarlanmıştır. Mürekkep balığının düşmanlarından kaçabilmek için 32 km’ye varan hıza ulaşabilmesinden esinlenerek jet uçakları üretilmiştir. Köpekbalığı derisinin benzer şeklinin gemi dış yüzeyine tasarlanması, yüzeye yapışan yosun ve midyelerin paslanma yapmasından mustarip olan gemi endüstrisi için oldukça avantaj sağlamıştır. Hatta tavukların başlarının düzenli bir şekilde ritmik hareket etmesinden ilham alan araba markaları, tavukların oto kontrol sisteminden yararlanarak araba üretmişlerdir. İnsan uçma hayaliyle kuşlara özenmiştir. Öyleki kuşların V şeklinde uçarak enerji tasarrufu sağlamaları uçak tasarımlarına da ilham kaynağı olmuştur. Japon mühendis Eiji Nakatsu balıkçıl kuşlardaki gagalarının yöntemini trenlere uygulayarak daha hızlı trenler tasarlamıştır. Robot teknolojisi ise, böcek ve sinekler baz alınarak sinek gibi uçan, örümcek gibi tavanda gezen, karınca gibi her yere girebilen küçük robotlar üretme peşindedir. Yarasaların titreşimli ses dalgaları sayesindehızlı bir şekilde yönlerini belirlemeleri radar sistemine, yunusların titreşimli ses sayesinde birbirleriyle iletişim kurmaları, rotalarındaki cisimlerin boyutları ve uzaklıklarını kolayca tespit edebilmeleri ise denizaltılarda sonar sistemine uyarlanmıştır. Yine yunusun burnu sayesinde suda hızla ilerlemesinde büyük etken olması gemilere ilham kaynağı olmuş ve enerji tasarrufu sağlanmıştır. Plymouth’taki Eddystone fener kulesinin meşe ağacının kök, gövde, dal ve yapraklarının birbirleriyle olan ilişkileri ve yüklerinin dağılımı göz önünde bulundurularak John Smeaton tarafından 1759’da inşa edilmiştir. Ya da iskelet sistemleri ve kemiklerine benzer şekilde Sagra da Familia Kilisesi Gaudi tarafından tasarlanmıştır. Sivrisineğin iğnesini kopyalayan bir grup bilim insanı, 2011’de motorize bir iğne geliştirdi. Bu, normal bir iğneden daha az bir şekilde deriyle temasa geçtiğinden, daha az acı veren iğne tasarlayan bilim insanları sivrisinek ısırırken iğnesinin fark edilmemesi ve acı duyulmamasından ilham almışlardır. Suyun altındaki her yüzeye yapışan midyelerin ürettikleri yapışkanın suya dayanıklı ve kuruyabilme özelliği bilim insanlarının gemileri tamir etmekten cerrahi yaraları kapatmaya kadar geniş bir alanda kullanım sağlayabilecek özellikte güçlü, suya dayanıklı ve zehirli olmayan yapıştırıcı üretmelerine ilham kaynağı olmuştur. Mühendis George de Mestral ise köpeğinin tüylerine yapışan pıtırak otunun yapısal özellikleri cırt cırt dediğimiz bant fikrini aklına getirmiştir. NASA tarafından astronotları ve uzaydaki malzemeleri sabitleştirmek için kullanılan Vel-Cro adı verilen bu bandı bugün spor ayakkabısından tutun kıyafet, şapka ve birçok şeyde kullanıyoruz. Yeni şeyler icat ederek yeni çağlar açan insanoğlu problemlerini çözmek için aletlerini doğadan ilham alarak onlara benzer şekilde benzer fonksiyonlariçin üretmişti. Çünkü nihayetinde doğa, aynı problemler için kendi süreçlerini yeniden tasarlayarak günümüze kadar ulaşabilmişti. Bunca teknolojik aleti üreten ve her geçen gün kıvrımları daha da artan bu beynin, kendinden daha zeki üst bir beyin üretme aşamasına geldiği bu çağda hissiz yapay bir zekânın ne kadar güvenilir olabileceği, hayatımızı nasıl etkileyebileceği ve ne gibi sonuçlar doğurabileceği şimdilerde bilim insanlarının en çok tartıştıkları konulardan biri olmuştur. Üstelik 2050 yılı civarı yapay zekânın insan zekâsından daha üstün olacağı tahmin ediliyorken.

You may also like

İLETİŞİM

office@viyanamagazin.at

Medieninhaber:
b2 Media GmbH, Gerasdorfer Straße 38a/14, 1210 Wien

Firmenbuch:
FN425763y, Handelsgericht Wien
UID: ATU69206815

Bu web sitesi, deneyiminizi geliştirmek için çerezleri kullanır. Bunu kabul ettiğinizi varsayacağız, ancak isterseniz devre dışı bırakabilirsiniz. Kabul Et Daha fazla bilgi